Tazminat Hukuku

Tazminat hukuku, bir kişinin ya da bir kuruluşun, bir başkasına verdiği maddi veya manevi zararın giderilmesini sağlayan hukuk dalıdır. Bu zararlar, hukuka aykırı eylemler, sözleşmeye aykırılıklar ya da ihmal sonucu meydana gelebilir. Tazminat hukuku, zarar görenin zararını en aza indirmeyi, zarar verenin ise kusuruna uygun olarak bu zararı tazmin etmesini sağlamayı amaçlar. Türkiye’de tazminat hukuku, Türk Borçlar Kanunu başta olmak üzere çeşitli yasal düzenlemelerle şekillendirilmiştir. Tazminat hukuku, hem maddi zararların hem de manevi zararların karşılanmasına yönelik düzenlemeler içerir.

Hukuka Aykırı Fiillerden Doğan Tazminat

Tazminat hukuku, özellikle hukuka aykırı fiillerden doğan zararların giderilmesini sağlar. Hukuka aykırı fiiller, kişilerin kasıtlı veya ihmalkar davranışları sonucunda bir başkasına verdikleri zararlar olabilir. Bu tür fiiller, bir kişinin malvarlığına, bedensel bütünlüğüne, sağlığına veya kişisel haklarına yönelik saldırılar içerebilir. Örneğin, bir trafik kazasında meydana gelen bedensel yaralanma veya maddi hasar, hukuka aykırı fiil sonucu oluşan bir zarar olarak değerlendirilir ve bu durumda zarar gören kişi, zararını tazmin ettirmek için dava açabilir.
Bu kapsamda, zarar veren kişi, verdiği zarar ile doğrudan nedensellik bağı bulunan tüm zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Ancak zarar verenin kusurlu olması, tazminat sorumluluğunun doğması için temel şartlardan biridir. Zarar verenin kusuru, kasten ya da ihmalen ortaya çıkabilir; bu da tazminatın miktarını ve türünü etkiler.

Sözleşmeye Aykırılıktan Doğan Tazminat

Tazminat hukuku sözleşmeye aykırı davranışlardan da doğabilir. İki taraf arasında yapılan bir sözleşmede, taraflardan birinin sözleşmeyi ihlal etmesi sonucunda diğer tarafa zarar vermesi durumunda, sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan bir tazminat sorumluluğu doğar. Örneğin, bir inşaat şirketinin müteahhitlik sözleşmesine aykırı şekilde işi eksik ya da hatalı yapması sonucunda iş sahibinin uğradığı zararı tazmin etmesi gerekir.

Sözleşmeden doğan tazminat sorumluluğunda, zarar görenin zararını kanıtlaması, zarar verenin ise bu zararın kendisinden kaynaklanmadığını ya da sorumluluğu azaltacak bir durum olduğunu ortaya koyması beklenir. Sözleşmeden doğan zararlar, genellikle maddi nitelikte olur, ancak bazı durumlarda manevi zararların tazmini de talep edilebilir.

Maddi Tazminat

Maddi tazminat, zarar gören kişinin malvarlığında meydana gelen fiili zararları karşılamayı amaçlar. Maddi tazminat talepleri, kişinin uğradığı doğrudan ekonomik kayıpları içerir. Bu tür zararlar, bir trafik kazasında arabasının tamir masraflarını talep eden kişiden, bir iş kazasında çalışamayan işçinin kaybettiği maaşa kadar geniş bir yelpazede olabilir. Maddi tazminat, zarar görenin zararını en aza indirmek amacıyla belirlenir ve zarar görenin uğradığı ekonomik kayıpların tümünü kapsar.

Maddi tazminat hesaplanırken, zarar görenin zararının kapsamı, gelecekte meydana gelmesi muhtemel zararlar ve zararın derecesi dikkate alınır. Bu, özellikle bedensel zararlar söz konusu olduğunda önemlidir, çünkü bir yaralanmanın iş gücü kaybı gibi uzun vadeli etkileri olabilir.

Manevi Tazminat

Manevi tazminat, kişinin maddi olmayan zararlarını, yani ruhsal ve psikolojik acılarını gidermeyi hedefler. Manevi tazminat, kişinin yaşadığı duygusal zararları, onuruna ve saygınlığına yönelik ihlalleri ya da ruhsal olarak yıpranmasına sebep olan olayları kapsar. Örneğin, bir trafik kazasında yakınını kaybeden kişinin yaşadığı derin üzüntü ya da bir iftira nedeniyle kişinin itibarının zedelenmesi, manevi tazminat taleplerine yol açabilir.

Manevi tazminatın amacı, kişinin yaşadığı acı ve ıstırabı hafifletmektir. Bu nedenle, manevi tazminat miktarı maddi tazminattan farklı olarak kesin bir hesaplama yöntemi içermez. Manevi tazminat miktarı belirlenirken zarar görenin yaşadığı acı, olayın etkisi ve toplumsal şartlar dikkate alınır. Manevi tazminat, para ile karşılanması zor olan zararları gidermeye çalışır ve genellikle sembolik bir nitelik taşır.

Tazminat Sorumluluğunun Şartları

Bir zararın meydana gelmiş olması gerekir. Bu zarar, maddi veya manevi olabilir. İkinci olarak, zarar ile zarar verenin fiili arasında bir nedensellik bağı bulunmalıdır. Yani zarar verenin eylemi, doğrudan zarar yaratmış olmalıdır. Son olarak, zarar verenin kusurlu olması tazminat sorumluluğunun doğması için önemlidir. Kusur, zarar verenin kasıtlı ya da ihmalkar davranışları sonucu oluşabilir.

Tazminat Hukukunda Dava Süreci

Tazminat talepleri genellikle hukuki süreçler aracılığıyla çözümlenir. Zarar gören, zararını tazmin ettirmek için dava açabilir. Bu davalarda, zarar görenin zararını ispatlaması gerekir. Tazminat davaları, genellikle maddi ve manevi tazminat talebi ile açılır ve zarar görenin zararının giderilmesi talep edilir. Yargılama sürecinde, tazminatın miktarı ve kapsamı belirlenir ve bu süreçte bilirkişilerden de faydalanılabilir. Maddi tazminat, manevi tazminat, hukuka aykırı fiillerden kaynaklanan tazminat, sözleşmeye aykırılıktan doğan tazminat davalarınızdaki sorularınız için hukuk büromuz ile ‘iletişime’ geçebilirsiniz.

Bu alandaki tüm yazılara buradan ulaşabilirsiniz