Sebepsiz Zenginleşme Davası

Sebepsiz Zenginleşme Davası Nedir?

Sebepsiz zenginleşme davası, bir kişinin başkası aleyhine, haklı bir sebep olmadan malvarlığını artırdığı durumlarda açılan davadır. Bu davanın amacı, zenginleşenin haksız kazancını geri vermesini sağlamaktır. Türk Borçlar Kanunu’nun 77. ve devamı maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşme, “bir kimsenin, başka bir kimsenin malvarlığından ya da emeğinden bir kazanç elde etmesi ve bu kazancın haklı bir nedene dayanmaması” olarak tanımlanabilir.

Sebepsiz Zenginleşme Davasının Unsurları

  • Zenginleşme: Sebepsiz zenginleşme davası açılabilmesi için, davalı tarafın malvarlığında bir artış, yani zenginleşme olmalıdır. Bu zenginleşme maddi bir değer veya hizmet alımı şeklinde olabilir. Örneğin, birisine yanlışlıkla fazla para ödenmişse, zenginleşme durumu söz konusudur.
  • Zarar: Davacının malvarlığında, zenginleşme nedeniyle bir azalma yani zarar meydana gelmelidir. Zarar, davalının elde ettiği kazanç kadar olmalıdır. Zenginleşme ve zarar birbirine denk olmak zorundadır. Zenginleşme bir kişiye fayda sağlarken, diğer kişiye aynı oranda zarar verir.
  • Haklı Bir Sebebin Bulunmaması: Zenginleşmenin haklı bir sebebe dayanmaması gerekmektedir. Örneğin, bir sözleşme uyarınca yapılan ödemeler haklıdır; ancak bir hata sonucu yanlış yapılan ödemeler haklı bir sebebe dayanmaz.

Sebepsiz zenginleşmeye konu olan durumlar şunlar olabilir

  • Geçersiz Sözleşme: Taraflar arasında yapılan sözleşmenin geçersiz olması durumunda, sözleşme kapsamında yapılan ödemeler sebepsiz zenginleşme kapsamına girer.
  • Sözleşmenin Sona Ermesi: Bir sözleşme sona ermişse ve taraflardan biri hala ödemeler yapmaya devam ediyorsa, bu ödemeler haksızdır.
  • Hata: Bir kişi, hatalı bir şekilde başkasına mal veya para göndermişse, bu bir sebepsiz zenginleşmedir.
  • Zenginleşmenin Geri Verilmemesi: Davalı, haksız zenginleşmeyi geri vermemiş olmalıdır. Eğer zenginleşen kişi bu kazancı geri vermişse, davaya gerek kalmaz.

Sebepsiz Zenginleşme Durumlarına Örnekler

  • Yanlış Ödeme: Bir kişiye yanlışlıkla fazladan ödeme yapılmışsa veya yanlış kişiye ödeme yapılmışsa, sebepsiz zenginleşme gerçekleşmiş olur.
  • Geçersiz Sözleşme: Taraflar arasında yapılan sözleşme hukuki bir nedenden dolayı geçersizse ve bir taraf diğerine para veya hizmet verdiyse, bu tarafın yaptığı ödeme sebepsiz zenginleşmeye konu olabilir.
  • Hizmet Sağlanması: Bir kişinin bir başkası için bir hizmette bulunup karşılığını almaması durumunda, hizmet alan kişi sebepsiz zenginleşmiş sayılır.
  • Sözleşmenin Sona Ermesi: Bir kira sözleşmesinin sona ermesine rağmen kiracının kira ödemeye devam etmesi halinde, bu ödemeler haksız zenginleşmeye konu olabilir.

Sebepsiz Zenginleşmenin İadesi

Davalı, elde ettiği zenginleşmeyi davacıya iade etmekle yükümlüdür. İadenin kapsamı, zenginleşenin elinde kalan miktarla sınırlıdır. Yani davalı kişi, elinde kalan kısmı geri vermekle yükümlüdür. Zenginleşenin, kötü niyetli olup olmamasına göre de farklı hükümler uygulanır:

İyi niyetli ise, elinde kalan miktarı iade eder. Yani iyi niyetli olarak sebepsiz zenginleşen kişi, bu kazancı harcamışsa geri ödemez.

Kötü niyetli ise, tüm kazancını iade etmek zorundadır. Ayrıca kötü niyetli kişi, elde ettiği zenginleşmeden doğan menfaatleri de (faiz gibi) iade etmekle yükümlüdür.

Sebepsiz Zenginleşmede Borçlanılmamış Edimin İfası

Sebepsiz zenginleşmede borçlanılmamış edimin ifası, Türk Borçlar Kanunu 78. maddesinde düzenlenmiştir.

Türk Borçlar Kanunumuzun 78. Maddesine Göre:

‘’Borçlanmadığı edimi kendi isteğiyle yerine getiren kimse, bunu ancak, kendisini borçlu sanarak yerine getirdiğini ispat ederse geri isteyebilir.

Zamanaşımına uğramış bir borcun ifasından veya ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmeler geri istenemez.

Borç olmadığı hâlde ödenmiş olan edimin geri istenmesine ilişkin diğer kanun hükümleri saklıdır.”

Türk Borçlar Kanunumuzun 78. Maddesinden de Görüldüğü üzere, bir kimsenin aslında borçlu olmadığı bir edimi kendi isteği doğrultusunda yerine getirmesi durumunda, bu edimin geri istenebilmesi için belirli şartların varlığı aranmaktadır. Bu şartlar; borçlu olmadığı bir edimi kendi isteği ile yerine getiren kişinin, edimi geri talep edebilmesi için; edimin ifasını gerçekleştirirken kendisini borçlu sandığını ispat etmelidir. Yani; sebepsiz zenginleşme teşkil eden işbu eylem neticesinde fakirleşen kişinin, söz konusu eylemi gerçekleştirirken kendisinin hataya, yanılgıya düştüğünü kanıtlaması sebepsiz zenginleşme davası için zaruridir.

Sebepsiz Zenginleşenin Geri Verme Yükümlülüğü

Türk Borçlar Kanunu 79. maddesi, sebepsiz zenginleşen kişinin geri verme yükümlülüğünün kapsamını düzenlemektedir. Madde hükmünde sebepsiz zenginleşenin, zenginleşmeyi geri verme sorumluluğunun sınırları, kendisinin iyi niyetli olup olmamasına göre farklılık arz edecek şekilde düzenlenmiştir.

Türk Borçlar Kanunumuzun 79. Maddesine Göre:

“Sebepsiz zenginleşen, zenginleşmenin geri istenmesi sırasında elinden çıkmış olduğunu ispat ettiği kısmın dışında kalanı geri vermekle yükümlüdür.

Zenginleşen, zenginleşmeyi iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmışsa veya elden çıkarırken ileride geri vermek zorunda kalabileceğini hesaba katması gerekiyorsa, zenginleşmenin tamamını geri vermekle yükümlüdür.”

İlgili kanun maddesini yorumlamak gerekirse; sebepsiz zenginleşen kişinin, zenginleşmeyi mal varlığından eksilme yaşayan kişi ondan geri istemeden önce söz konusu malı elden çıkarmış ve bunu ispat etmişse, elinde kalmış olan kısmı geri vermekle yükümlüdür. Örneğin; zenginleşen kişi, sebepsiz zenginleşmeye konu mal veya eşyanın yüzde 70’ini satmış, sattığının ispatını da yapmış ise elinde kalan yüzde 30’luk malın mal sahibine iadesini sağlamak zorundadır.

Sebepsiz Zenginleşenin Yapmış Olduğu Giderleri İsteme Hakkı

Türk Borçlar Kanununu 80. maddesi, sebepsiz zenginleşen kişinin yaptığı giderlerin geri isteme hakkını düzenlemektedir. TBK 79. Maddesi’nde olduğu gibi bu madde de; zenginleşen kişinin iyiniyetli olup olmadığına göre farklı sonuçlar düzenlenmiştir.

Türk Borçlar Kanunumuzun 80. Maddesine Göre:

“Zenginleşen iyiniyetli ise, yaptığı zorunlu ve yararlı giderleri, geri verme isteminde bulunandan isteyebilir.

Zenginleşen iyiniyetli değilse, zorunlu giderlerinin ve yararlı giderlerinden sadece geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesini isteyebilir.

Zenginleşen, iyiniyetli olup olmadığına bakılmaksızın, diğer giderlerinin ödenmesini isteyemez. Ancak, kendisine karşılık önerilmezse, o şey ile birleştirdiği ve zararsızca ayrılması mümkün bulunan eklemeleri geri vermeden önce ayırıp alabilir.”

İlgili kanun maddesini yorumlamak gerekirse; zenginleşen kişi eğer iyi niyetli ise; yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderleri, zenginleşen kişi iyiniyetli değil ise; zorunlu giderleri ve yararlı giderlerinden, yani söz konusu eşyaya katmış olduğu yarar değerlerinden, sadece eşyayı geri verme zamanında mevcut olan değer artışının ödenmesini isteyebilir. Zenginleşen kişi kendisinin iyiniyetli olup olmadığına bakılmaksızın, diğer giderlerin ödenmesini isteyemez. Zenginleşen  kişiye karşılık önerilmez ise; eğer mal üzerinde yapmış olduğu ve ayrılacağı zaman malın aslına zarar vermeyen eklemeleri geri vermeden önce ayırıp alabilir. Özetle; sebepsiz zenginleşme davasında, iyi niyetin ispatı mahkemece dikkate alınacak en önemli hususlardan biridir.

Sebepsiz Zenginleşmenin Geri İstenemeyeceği Haller

Türk Borçlar Kanunu 81. maddesi, hukuka veya ahlâka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi gayesi ile yapılan edimlerin geri istenemeyeceği halini düzenler.

Türk Borçlar Kanunumuzun 81. Maddesine Göre:

“Hukuka veya ahlaka aykırı bir sonucun gerçekleşmesi amacıyla verilen şey geri istenemez. Ancak, açılan davada hâkim, bu şeyin Devlete mal edilmesine karar verebilir.”

Sebepsiz Zenginleşme Davası Zamanaşımı

Sebepsiz zenginleşme davası açma süresi de kanunda belirtilmiştir. Türk Borçlar Kanunu’nun 82. maddesine göre, sebepsiz zenginleşme davası, zenginleşmenin ve zarar görenin bu durumu öğrenmesinden itibaren 2 yıl içinde, her hâlükârda zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıl içinde açılmalıdır.

Sebepsiz Zenginleşme Davası Ne Kadar Sürer?

Sebepsiz zenginleşme davaları, olayın niteliğine ve tarafların talepleri ile delillerin durumuna bağlı olarak 10 ay ile 15 ay arasında değişen sürelerde sonuçlanabilmektedir.

Fakat tekrar söylemek gerekir ki; bu süreler kesin olmayıp her davanın kendi içerik ve dinamiklerine göre değişebilir. Örneğin, dosyaya bakmakla görevli ve yetkili mahkemenin iş yükünün yoğun olması ve dava konusunun kapsamı, sebepsiz zenginleşme davası taraflarının iddialarını ispatlamak için sundukları keşif, bilirkişi raporu ve tanık beyanı vs. her türlü delillerin toplanmasının zaman alması gibi nedenler dolayısıyla bu davaların daha uzun sürebildikleri de pratikte görülebilmektedir. En kısa süre içerisinde sonuca gidilebilmesi için; sebepsiz zenginleşme davası alanında uzman bir meslektaşımızdan profesyonel avukatlık hizmeti alınmasını tavsiye etmekteyiz. Yargılamada hedef süre uygulaması kapsamında, sebepsiz zenginleşme davasının daha kısa sürelerde sonuçlanması olası değildir.

Sebepsiz Zenginleşme Davası Yetkili ve Görevli Mahkeme

Sebepsiz zenginleşmeden doğan davalarda görevli mahkeme kural olarak Asliye Hukuk Mahkemesidir.

Sebepsiz zenginleşme davalarında yetkili mahkeme ise kural olarak davalının yerleşim yeri mahkemesidir.

Ancak sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanan davalar kimi zaman terditli (birden fazla talepli) olarak başkaca hak ve alacaklarla da dava edilebilmekte ve bu nedenle başka mahkemelerinde yetkili olabileceği haller söz konusu olabilmektedir. Örnek vermek gerekirse; kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan davalarda arsa sahibinin yükleniciye karşı imalat tamamlanma oranına göre belirlenmek üzere sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tapu iptali ve tescil talebinin yanında terditli olarak tazminat talebinde bulunması halinde, söz konusu davanın taşınmaz mülkiyetine ilişkin olmasından mütevellit taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Bu gibi istisnai durumların gözden kaçırılmaması dava sürecinin gereksiz yere uzatılmaması açısından son derece önem arz etmektedir.

Sebepsiz Zenginleşme Davası ile İlgili Önemli Noktalar

Sebepsiz zenginleşme davası, kazanç sağlayan kişinin kötü niyetli olup olmadığına bakılmaksızın açılabilir.

İade edilecek zenginleşme miktarı, zenginleşenin elinde kalan kısmı ile sınırlıdır. Ancak kötü niyetli durumlarda bu kazancın tamamı geri alınabilir.

Sebepsiz zenginleşme hükümleri, genel bir nitelikte olduğu için haksız fiilden ve borç ilişkilerinden farklı olarak, sözleşme ilişkisinin bulunmadığı durumlarda da uygulanabilir.

Sebepsiz zenginleşme davaları, özellikle ticari ilişkilerde veya hata sonucu yapılan ödemeler gibi durumlarda sıkça gündeme gelir. Bu davalarda amaç, haksız bir şekilde elde edilen kazancın geri alınmasını sağlamaktır.

Bu yazıyı değerlendir!
[Toplam: 5 Ortalama: 5]

Avukat Yusuf SİYAH, lisans eğitimine devam ederken bir yandan da öğrenci stajyer olarak farklı hukuk ofislerinde çalışmalarını yürüttü. Yasal staj dönemi içerisinde de, hukuk alanındaki güçlü teorik bilgi birikimini ve avukatlık pratiğini; Ticaret ve Şirketler Hukuku, Birleşme & Devralmalar, Yatırım Süreçleri, Gayrimenkul, İnşaat ve İmar Hukuku, Gayrimenkul Değerlendirme Esasları, İş Hukuku ve Sözleşmeler Hukuku alanlarında daha da pekiştirdi. Av.Yusuf SİYAH halen 1992’den beri hizmet veren Bahadır Hukuk Bürosu bünyesinde; Ticaret ve Şirketler Hukuku, Birleşme & Devralmalar, Yatırım Süreçleri, Gayrimenkul, İnşaat ve İmar Hukuku, Gayrimenkul Değerlendirme Esasları, İş Hukuku ve Sözleşmeler Hukuku alanlarında çalışmalar yapmaktadır. Şirketlere, birleşme ve devralmalar, ticari uyuşmazlıklarda hukuki danışmanlık ve destek; müvekkillere, hukuki danışmanlık sunarak, dava süreçlerinin takibini üstlenmektedir.