Trafik Kazası Tazminat Davası Nedir?
Trafik kazası tazminat davası, bir trafik kazası sonucunda maddi veya manevi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanması amacıyla açtıkları dava türüdür. Kazaya sebebiyet veren sürücü ya da araç sahibi, zarar gören kişinin talep ettiği tazminatı ödemediğinde, mağdur kişi mahkemeye başvurarak bu zararın karşılanmasını talep edebilir. Tazminat davası, kazanın niteliğine göre; zarara uğrayan kişilerin, maddi ve manevi tazminat taleplerini içerebilir.
Davanın Tarafları
Trafik kazasın tazminat davasında taraflar, kazaya karışan kişilere ve kazanın niteliğine göre değişebilir. Genel olarak, davanın tarafları şunlardır:
- Davacı (Tazminat Talebinde Bulunan Taraf):Kazazede (Mağdur): Trafik kazasında yaralanan veya maddi zarara uğrayan kişi.
- Kazazede (Mağdur) Yakınları: Trafik kazasında yaralanan veya maddi zarara uğrayan kişinin yakınları.
- Ölen Kişinin Yakınları: Kazada hayatını kaybeden bir kişinin ailesi veya bakmakla yükümlü olduğu kişiler (eş, çocuk, anne, baba vb.), destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilirler.
- Araç Sahibi: Eğer araç sahibi kazaya karışan kişi değilse, aracında meydana gelen maddi hasar nedeniyle tazminat talep edebilir.
- Sigorta Şirketi: Sigorta şirketleri, ödediği tazminatı kazada asıl kusurlu kişiden geri almak için rücu davası açabilir.
Ölümlü trafik kazalarında, ölen kişinin maddi veya manevi tazminat açma olasılığı bulunmadığından dolayı; ölen kişinin sağlığında desteğinden yoksun kalan kişi ve yakınları maddi manevi tazminat davası açabilir. Destekten yoksun kalan kişilerin, sadece ölen kişinin ailesi olması gerekmez. Keza, ölen kişinin sağlığında destekte bulunduğu herhangi kişiler de kendilerine verilen desteği ispat edebildikleri takdirde bu tazminatı talep edebilmektedir. Ölen kişinin, eşine ve çocuklarına destekte bulunduğu bir karine olarak kabul edilmektedir, yani eşinin ve çocuklarının kendilerine yapılan desteği kanıtlamasına ayrıca bir gereklilik yoktur. Fakat, dava aşamasında eşin ve çocukların; kendilerine yapılan desteği açık bir şekilde delillendirmesi de verilecek olan tazminat tutarının belirlenmesinde lehe olarak önemli bir husus olabilmektedir.
Yaralanmalı trafik kazalarında, norm olarak sadece yaralanan kişi maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Fakat istisnai olarak; Türk Borçlar Kanunu 56. Maddesinin 2. Fıkrasında da belirtildiği üzere; “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” . Örnek vermek gerekirse; bir kaza sonucunda felç kalmış, bir uzvunu kaybetmiş kişilerin yakınları da bu tazminatı açabilmektedir. Burada mahkemece esas alınan husus, ağır bedensel zararın tespitidir. Ağır bedensel zararın tespiti de; mahkemece yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucu ortaya çıkmaktadır.
- Davalı (Tazminat Taleplerine Karşılık Veren Taraf):
Trafik kazası tazminat davasında Türk Borçlar Kanunumuz ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu gereğince; davalılar, kazaya neden olan veya tazminattan sorumlu olan kişilerdir. Bu kişiler şunlar olabilir:
- Kazaya Sebebiyet Veren Araç Sürücüsü: Trafik kazasında kusurlu olduğu belirlenen sürücü, zararın doğrudan sorumlusu olarak davalı olabilir. Bu kişi, mağdura karşı tazminat ödemekle yükümlüdür.
- Araç Sahibi: Eğer kazayı yapan kişi araç sahibi değilse, bazen araç sahibi de dava edilebilir. Bu özellikle ticari araçlar (taksi, minibüs gibi) için geçerli olabilir. Araç sahibi, sorumluluk sigortası kapsamında, kusurlu sürücünün yol açtığı zarardan sorumlu tutulabilir.
- Sigorta Şirketi: Türkiye’de zorunlu trafik sigortası olduğu için, kazaya karışan aracın sigorta şirketi, maddi ve bedensel zararlar için tazminat ödemekle yükümlüdür. Davalı taraf, çoğunlukla sigorta şirketidir.
- Devlet veya Belediyeler: Eğer kazanın nedeni yol kusuru veya eksik trafik işaretleri ise, bazı durumlarda devlet ya da belediyeler de davalı olabilir.
- Araç işleten sıfatına haiz kimseler: Kendi adına veya işletmesi adına, araç işleten sıfatına haiz kişiler de kusurlu araç sürücüsü ile birlikte, meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olabilmektedir. Kusurlu araç sürücüsü, Türk Borçlar Kanunu 49. maddesi ve devamında düzenlenmiş olan haksız fiil sorumluluğundan sorumlu olur. Araç sahibi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 3. maddesine göre araç işleten sıfatına haizdir ve aynı kanunun 85. maddesine göre araç işletenler trafik kazası sonucunda meydana gelen zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 3. Maddesine göre “…Araç sahibi : Araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişidir.
İşleten : Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.…”
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 85/1. Maddesine Göre: “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
Araç işleten kişi, trafik tescil kayıtlarında aracın gerçekte sahibi olarak görünen kişi olabileceği gibi, aracın uzun süreli kiralanması, ariyet veya rehin alınması gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişiler de olabilmektedir.
Sigorta şirketinin sorumluluğunun belirlenmesi için; her bir somut olay kendi özelinde değerlendirilmelidir. Sigorta poliçeleri de somut olaya göre yapılan değerlendirmede göz önünde bulundurulmalıdır. Örnek vermek gerekirse; Türkiye’de zorunlu trafik sigortası (ZMMS, ZMSS) bulunmaktadır. Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası yalnızca maddi tazminatı kapsamaktadır, taraflar manevi tazminat hakkındaki taleplerini sigorta şirketine değil, sadece araç sürücüsü veya araç sahibi ile diğer araç işletenlere karşı ileri sürebilir. Sigorta şirketi yalnızca zorunlu mali mesuliyet sigortasının yapıldığı trafik sigortası şirketi değil, isteğe göre yapılan ihtiyari mali mesuliyet sigortası yani aracın kaskosunun yaptırıldığı sigorta şirketi de olabilmektedir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.3 maddesine göre sigortanın kapsamı; ‘’A.3. SİGORTANIN KAPSAMI Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde bu Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta(Ek ibare:RG-4/12/2021-31679)teminat limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür.
Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır. Araca bağlı olarak çekilmekte olan römork veya yarı römorkların (hafif römorklar dahil) veya çekilen bir aracın sebebiyet vereceği zararlar çekicinin sigortası kapsamındadır. Ancak, insan taşımada kullanılan römorklar bunlar için poliçede özel şartları belirtilecek ek bir sorumluluk sigortası sağlanmış olması kaydıyla teminata dahil olur. Meydana gelen bir kazada zararın önlenmesi veya azaltılması amacıyla, sigorta ettirenin yapacağı makul ve zorunlu masraflar teminat limitleri dahilinde sigortacı tarafından karşılanır. Bu sigorta, sigortalının haksız taleplere karşı savunmasını bu genel şartların B.2.4. maddesi hükmü çerçevesinde temin eder. ‘’ Şeklinde açıklanmıştır.
Trafik Kazası Tazminat Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Trafik kazası tazminat davasında yetkili ve görevli mahkeme, hukuki sürecin doğru yürütülebilmesi açısından önemlidir. Bu tür davalarda yetkili ve görevli mahkemeler şu şekildedir:
Trafik Kazası Tazminat Davasında Görevli Mahkeme
Trafik kazalarından doğan tazminat davalarında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesi’dir. Eğer kazada bir ceza unsuru da varsa ve ceza davası söz konusuysa, ceza davaları Asliye Ceza Mahkemesi veya Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülebilir. Ancak tazminat talepleri için açılan davalar Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görev alanına girer.
Not: Trafik kazası sonucunda zarar gören kişinin iş gücü kaybı, sakatlık gibi nedenlerle bir maluliyet durumu varsa, bu tür talepler de yine Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülecek davanın kapsamında ele alınır.
Trafik Davası Tazminat Davasında Yetkili Mahkeme
Trafik kazası tazminat davasında yetkili mahkeme, davanın hangi coğrafi bölgede açılacağı ile ilgilidir. Yetkili mahkemeyi belirleyen birkaç farklı seçenek vardır:
- Davacının İkametgahı: Zarar gören kişi (davacı), kendi ikamet ettiği yerdeki mahkemede dava açabilir.
- Davalının İkametgahı: Kusurlu sürücü veya davalı sigorta şirketinin merkezi veya yerleşim yeri olan yerde dava açılabilir.
- Kazanın Meydana Geldiği Yer: Trafik kazasının meydana geldiği yer mahkemesi de yetkili olabilir.
- Sigorta Şirketi ile İlgili Davalar: Zorunlu trafik sigortası ya da kasko sigortasına dayalı tazminat davalarında, sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeler de yetkilidir.
Özetle, davacı kazaya karıştığı yerin mahkemesinde, davalının yerleşim yerinde ya da kendi ikametgahındaki mahkemede tazminat davası açabilir.
Sigorta Tahkim Komisyonu
Eğer trafik kazasına karışan araç zorunlu trafik sigortası kapsamındaysa, mağdur kişi sigorta şirketine tazminat talebiyle başvurabilir. Sigorta şirketiyle anlaşmazlık durumunda, tazminat talepleri için Sigorta Tahkim Komisyonu’na da başvuru yapılabilir. Ancak Sigorta Tahkim Komisyonu tarafından dosyanın incelenebilmesi için, uyuşmazlığın mahkemeye, Tüketici Hakem Heyetine veya Hukuk Muhakemeleri Kanunu çerçevesinde tahkime intikal etmemiş olması gerekir. Bu, mahkeme sürecinden daha hızlı sonuç alınabilecek bir yöntemdir.
Sonuç olarak, trafik kazası tazminat davasında; Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup, yetkili mahkeme ise davacının, davalının ikametgahı ya da kazanın meydana geldiği yer mahkemesi olabilir.
Trafik Kazası Tazminat Davası Zamanaşımı
-
Genel Zamanaşımı Süresi:
2 Yıl: Trafik kazalarından doğan tazminat davalarında genel zamanaşımı süresi, mağdurun zararı ve tazminat talebinde bulunacağı kişiyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıldır.
-
Uzatılmış Zamanaşımı Süresi:
10 Yıl: Zararın ve sorumlu kişinin öğrenilmediği durumlarda, trafik kazasının meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl içinde dava açılabilir. Yani kaza anından itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava hakkı zamanaşımına uğrar.
-
Ceza Davası ile Bağlantılı Zamanaşımı Süresi:
Trafik kazası, aynı zamanda ceza gerektiren bir fiil oluşturuyorsa (örneğin ölüm ya da yaralanma ile sonuçlanan kazalar), tazminat davası açısından ceza davalarındaki zamanaşımı süreleri geçerli olur. Ceza zamanaşımı süreleri daha uzun olabileceğinden, tazminat davası açma süresi uzar.
Örneğin, ölümlü bir trafik kazası nedeniyle açılacak bir tazminat davasında, ceza zamanaşımı süresi dikkate alınır ve bu süre 15-20 yıl gibi daha uzun olabilir.
-
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı:
Ölümlü trafik kazalarında ölenin yakınlarının açabileceği destekten yoksun kalma tazminatı davasında da aynı zamanaşımı süreleri (2 yıl ve 10 yıl) geçerlidir.
-
Bedensel Zararlar:
Yaralanmalı trafik kazalarında, mağdurun tedavi süreci uzamış olabilir. Bu durumda zarar kesinleştiğinde ve mağdur, iş göremezlik gibi durumları öğrendiğinde zamanaşımı süresi başlamış olur.
-
Sigorta Şirketine Karşı Açılan Davalar:
Sigorta şirketine karşı zorunlu trafik sigortası kapsamında tazminat talebiyle dava açılacaksa da aynı zamanaşımı süreleri geçerlidir. Sigorta şirketine başvurudan itibaren belirlenen sürelerde dava açılması önemlidir.
Özet:
- Zarar ve sorumlu kişi öğrenildiği andan itibaren 2 yıl içerisinde trafik kazası tazminat davası,
- Kaza tarihinden itibaren en fazla 10 yıl içinde trafik kazası tazminat davası açılması gerekir.
- Kazada ceza gerektiren bir durum varsa (ölüm, yaralanma vb.), ceza davası zamanaşımı süresi uygulanabilir ve bu süre daha uzun olabilir.
- Zamanaşımı süresinin geçmemesi için dava sürecine mümkün olduğunca erken başlanması önemlidir.
Trafik Kazası Davası Sebebiyle Maddi Tazminat
Trafik kazası sonucunda maddi tazminat, mağdurun kazada uğradığı maddi zararların karşılanması amacıyla talep edilen tazminattır. Maddi tazminat, mağdurun kazadan doğrudan ve dolaylı olarak zarar görmesi nedeniyle uğradığı ekonomik kayıpları kapsar.
Trafik kazasında talep edilebilecek maddi tazminat kalemleri şu şekildedir:
-
Araç Hasarı Tazminatı:
Kazaya karışan aracın hasar görmesi durumunda, aracın tamir veya onarım bedeli ile ilgili tazminat talep edilebilir. Sigorta şirketleri de bu hasarın büyük bir kısmını karşılayabilir. Bu tazminat kalemi şunları içerir:
- Onarım Bedeli: Aracın tamir masrafları.
- Pert Araç Durumu: Eğer araç tamir edilemeyecek kadar büyük bir hasar gördüyse ve pert durumu oluştuysa, aracın hurda bedeli ve piyasa rayiç bedeli arasındaki fark istenebilir.
- Araç Değer Kaybı: Onarım sonrası aracın piyasa değerinde bir azalma olduysa, bu değer kaybı da maddi tazminat kapsamında talep edilebilir.
- Araç Mahrumiyet Bedeli: Trafik kazası sonucunda belirli bir süre boyunca aracını, tamir, onarım vb. nedenlerle kullanamayan kazazedenin; aracını kullanmaktan mahrum, yoksun kalmış olması nedeniyle talep edebileceği tazminat türüdür. Aracı hasar alan kişi, araç serviste onarımda kaldığı süre boyunca taksi, araç kiralama durumunda kalmış olabilir bu sebeplerden ötürü mahkemeden aracından mahrum kaldığına ilişkin bir talepte bulunabilir.
-
Tedavi Masrafları:
Kazaya karışan kişinin yaralanması durumunda, tedavi sürecinde yaptığı masraflar maddi tazminat kapsamında talep edilebilir. Bu tazminat kalemi şunları kapsar:
- Hastane Masrafları: Hastanede yapılan muayene, tedavi, ameliyat, tıbbi müdahale gibi sağlık giderleri.
- İlaç ve Tıbbi Malzeme Masrafları: Kazaya bağlı olarak kullanılan ilaçlar veya tıbbi cihazlar (örneğin, tekerlekli sandalye, koltuk değneği gibi) için yapılan harcamalar.
- Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Masrafları: Yaralanma sonrası gerekli görülen fizik tedavi veya rehabilitasyon süreçleri için ödenen ücretler.
-
Geçici veya Kalıcı İş Göremezlik Tazminatı:
Kaza nedeniyle mağdurun iş gücü kaybı yaşaması halinde, bu kayıplar maddi tazminat olarak talep edilebilir. Bu kalem şunları içerir:
- Geçici İş Göremezlik: Mağdurun belirli bir süre boyunca çalışamaması ve bu sürede gelir kaybı yaşaması durumunda talep edilen tazminattır.
- Kalıcı İş Göremezlik: Kaza sonucunda mağdurun kalıcı bir sakatlık durumu oluşmuşsa ve çalışma kapasitesi kısmen veya tamamen kaybolmuşsa, buna ilişkin maddi tazminat talep edilebilir. İş göremezlik oranı, sağlık raporları ile belirlenir.
-
Çalışma Gücü Kaybı Tazminatı:
Kaza nedeniyle mağdurun çalışma yeteneğini kaybetmesi halinde, uğradığı ekonomik zararın tazmini istenebilir. Bu durumda mağdurun kazadan önceki çalışma kapasitesi ile kazadan sonraki kapasitesi arasındaki fark dikkate alınır.
-
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı:
Ölümlü trafik kazalarında, ölen kişinin sağladığı maddi destekten yoksun kalan ailesi veya yakınları, destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilir. Bu tazminat şunları içerir:
- Eş, çocuk, anne ve baba gibi yakınların maddi zararları: Ölen kişinin ailesine sağladığı maddi desteğin kaybı.
- Bakmakla yükümlü olduğu kişilere olan desteğin sona ermesi.
-
Kazanç Kaybı Tazminatı:
Kaza nedeniyle mağdurun çalışamaması sonucu kazanç kaybı yaşanması durumunda talep edilen tazminat türüdür. Bu, mağdurun kaza öncesinde düzenli olarak elde ettiği gelirlerin, kazadan sonra ne kadar süre boyunca kaybolduğuna bağlı olarak hesaplanır.
- Günlük veya aylık gelir kayıpları.
- İşyeri kapalı kalmışsa ya da iş hacmi azalmışsa bu kayıplar.
-
Bakıcı Masrafları:
Kaza sonucunda mağdurun bir bakıcıya ihtiyaç duyması durumunda, bakıcı ücretleri de maddi tazminat kapsamında talep edilebilir. Özellikle uzun süreli bakım gerektiren yaralanmalarda bu tür masraflar önemli bir yer tutabilir.
-
Diğer Maddi Zararlar:
Kaza sonucu meydana gelebilecek diğer ekonomik zararlar da maddi tazminat kapsamında değerlendirilebilir. Örneğin:
- Aracın çekilmesi, kurtarılması masrafları.
- Mağdurun iş seyahati, tedavi süreci gibi ek maliyetleri.
- Yol ve konaklama masrafları (özellikle tedavi süreciyle ilgili olanlar).
Özetle:
Trafik kazası tazminat davasında; Maddi tazminat, kazanın doğrudan ve dolaylı maddi sonuçlarını kapsar. Bu tazminat kalemleri arasında araç hasarları, tedavi giderleri, iş gücü kaybı, kazanç kaybı, destekten yoksun kalma gibi ekonomik zararlar yer alır. Maddi tazminatın hesaplanması, mağdurun kazadan önceki ekonomik durumu, kazadan kaynaklanan zararların boyutu ve tedavi süreçlerine göre detaylı olarak yapılır.
Trafik Kazası Davası Sebebiyle Manevi Tazminat
Manevi tazminat, trafik kazalarında mağdurun yaşadığı fiziksel acı, üzüntü, manevi ızdırap, ruhsal çöküntü veya psikolojik etkilerin karşılanması amacıyla talep edilen tazminat türüdür. Bu tazminat, doğrudan maddi bir zararı değil, mağdurun kaza nedeniyle yaşadığı manevi ve duygusal zararın giderilmesine yönelik bir tazminattır.
Manevi Tazminatın Amaçları
- Mağdurun Yaşadığı Manevi Üzüntüyü Hafifletmek: Kazaya uğrayan kişi, fiziksel acının yanı sıra ciddi bir manevi ızdırap, üzüntü ve psikolojik sıkıntı yaşayabilir. Manevi tazminat, bu manevi zararların bir nebze olsun telafisi için talep edilir.
- Caydırıcılık Sağlamak: Manevi tazminatın bir diğer amacı da, kusurlu tarafın dikkatini çekmek ve benzer olayların tekrarlanmasını caydırmaktır. Bu tazminat talebi, kusurlu tarafa manevi anlamda sorumluluğunu hatırlatır.
Manevi Tazminat Talep Edebilecek Kişiler
- Kazaya Uğrayan Mağdur: Kaza nedeniyle bedensel yaralanma geçiren, sakat kalan ya da fiziksel ve ruhsal travma yaşayan kişi manevi tazminat talep edebilir.
- Ölümlü Kazalarda Ölenin Yakınları: Eğer trafik kazası ölümle sonuçlanmışsa, ölen kişinin ailesi (eş, çocuklar, anne, baba gibi yakınlar) manevi tazminat talebinde bulunabilir. Bu kişiler, yakınlarının ölümünden dolayı yaşadıkları üzüntü ve ruhsal çöküntü nedeniyle manevi tazminat talep edebilir.
Manevi Tazminat Miktarı Nasıl Belirlenir?
Manevi tazminat, somut bir maddi zararı karşılamadığından, mahkemeler manevi tazminat miktarını belirlerken bir dizi unsuru dikkate alır. Bu unsurlar şunlardır:
- Kazanın Niteliği ve Ağır Kötü Sonuçları: Kaza ne kadar ağır sonuçlar doğurmuşsa (ölüm, ciddi sakatlık vb.), manevi tazminat miktarı da o kadar yüksek olabilir.
- Mağdurun Yaşadığı Manevi Sıkıntı ve Psikolojik Durum: Mağdurun kazadan sonraki psikolojik durumu, yaşadığı travmanın derecesi göz önünde bulundurulur. Örneğin, kalıcı sakatlık yaşayan birinin manevi üzüntüsü daha büyük kabul edilir.
- Kazaya Sebep Olan Kişinin Kusur Derecesi: Kazaya sebep olan tarafın kusur derecesi manevi tazminat miktarını etkileyen önemli bir faktördür. Kusurun ağır olduğu durumlarda (örneğin alkollü araç kullanma, aşırı hız gibi) manevi tazminat miktarı artırılabilir.
- Mağdurun ve Davalının Sosyal ve Ekonomik Durumu: Tazminatın, mağdur açısından anlamlı olması kadar davalı açısından da adil olması gerektiğinden, tarafların sosyal ve ekonomik durumu da göz önünde bulundurulur.
- Toplumsal Duyarlılık ve Hakkaniyet İlkesi: Manevi tazminat miktarı belirlenirken mahkemeler, tazminatın caydırıcı ve hakkaniyetli bir bedel olmasına özen gösterir. Bu nedenle, toplumdaki genel adalet anlayışı ve toplumsal duyarlılık da dikkate alınır.
Manevi Tazminatın Özellikleri
- Maddi Tazminattan Farklıdır: Maddi tazminat, fiziksel zararı (tedavi masrafları, iş gücü kaybı, araç hasarı gibi) karşılamaya yönelikken, manevi tazminat mağdurun duygusal ve psikolojik zararlarını gidermeye yöneliktir.
- Caydırıcı Niteliktedir: Manevi tazminatın belirlenmesindeki amaçlardan biri de, kazaya neden olan tarafın benzer bir olayı tekrar etmemesi için caydırıcı bir etki yaratmaktır.
- Bedensel Zarar Gerektirmez: Bazı durumlarda manevi tazminat, sadece kazanın yarattığı ruhsal etkiler nedeniyle bile talep edilebilir. Örneğin, bir kişinin yakınını kaybetmesi durumunda, bedensel zarar görmese bile manevi tazminat talebinde bulunabilir.
Manevi Tazminatın Talep Edilmesi
- Hukuki Süreç: Manevi tazminat talebi, kazadan doğan maddi tazminat davasıyla birlikte veya ayrı olarak mahkemeye sunulabilir. Mağdur veya yakınları, yaşadıkları manevi acıları ve psikolojik etkileri gerekçelendirerek tazminat talep edebilirler.
- Mahkemenin Kararı: Mahkeme, olayın şartlarını, tarafların durumlarını ve kazanın sonuçlarını değerlendirerek manevi tazminat miktarını takdir yetkisi doğrultusunda belirler.
Sonuç
Trafik kazası tazminat davasında; manevi tazminat, trafik kazaları sonucunda mağdurun yaşadığı manevi acı ve ruhsal zararların giderilmesi için talep edilen bir tazminattır. Talep edilen manevi tazminat miktarı, kazanın büyüklüğüne, mağdurun yaşadığı ruhsal çöküntüye ve tarafların sosyal durumlarına göre değişiklik gösterir. Bu tür tazminatın amacı mağdurun manevi zararını bir nebze olsun hafifletmek ve kusurlu kişiyi sorumlu tutarak caydırıcı bir sonuç yaratmaktır.
Zorunlu veya İhtiyari Arabuluculuk
Trafik kazası tazminat davasında, kural olarak arabuluculuk dava şartı değildir. Ancak; dava sigorta şirketine karşı açılacak olursa, Türk Ticaret Kanunu 4. maddesi gereğince açılacak olan bu dava, ticari dava niteliği kazanır ve bu tip ticari davalarda arabulucuya başvuru, TTK 5/A. maddesi gereğince dava şartıdır. Sonuç olarak; sigorta şirketine karşı açılacak olan davalardan önce dava şartı arabuluculuk sürecinin yerine getirilmesi gerekmektedir, aksi halde dava usulden reddedilir.
Sigorta Tahkim Komisyonu’na Başvuru
Trafik kazası tazminat davasında; Sigorta şirketlerine başvuruda bulunularak tazminat talep edilmesine karşın sigorta şirketinin bu talebi açık ve örtülü olarak reddetmesi halinde; ilgililer Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurabilir. Pratikte, genellikle tarafların sadece değer kaybı tazminatı için Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurduğu görülmektedir. Sigorta Tahkim Komisyonu yolu, dava sürecinden daha hızlı bir sonuç vermesi sebebiyle bu yolun tercih edilmesi tavsiye edilmektedir.
Sonuç olarak, trafik kazası tazminat davasında; işlemlerin usulen ve eksiksiz bir şekilde yapılmasına; tarafların hak kaybı yaşamamak adına dikkat etmesi gerekmektedir. Keza, trafik kazası tazminat davalarında; dava sonucunda alınacak tazminat tutarı, dava ile birlikte açılmış olabilecek ceza davası veya bir diğer davaların sonuçları da bu sürece bağlı olduğundan dolayı, sürecin iyi bir şekilde yönetilmesi önemlidir.